• 550 TL ve Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Ücreti Bizden

Çık Dışarıya Oynayalım


Türk kültürünün en güzel özelliklerinden biri olan çocukların sokakta/bahçede oynaması alışkanlığı, şehirleşme ve yabancılaşma ile azalmaktadır.

Eskiden evlerde komşu/akraba çocukları ile oynanan oyunlar ise, bugünün şehir çocukları tarafından "okul oyunları" olarak bilinmektedir. Pikniklerin vazgeçilmezi oyunlar yerine şimdilerde masa oyunları geçmiştir.

Bugünün büyüklerinin çocukluklarında keyifle oynadığı oyunlar, aslında tüm çocuklar (ve büyükler) için her zaman eğlence kaynağıdır. Ayrıca açık havada oynanan top oyunları, çocuklar (ve büyükler) için iyi bir fiziksel egzersiz sağlar. Büyükler (ebeveynler, büyükanneler, büyükbabalar, öğretmenler, vb) olarak bizler bu oyunları çocuklarla birlikte oynayarak, çocuklarımızın öğrenmesini ve hareket ederek oynamanın keyfine varmalarını sağlamalıyız. İp, top, çember, topaç gibi temel oyuncaklarla ya da oyuncaksız oynanan bu oyunların kuşaktan kuşağa aktarılması dileğiyle. Haydi "oynayalım".


Birdirbir

Oyuncular arasından başkan ve bir de ebe seçilir. Ebe öne bükülür, kendi ayak bileklerinden tutar. Oyun başkanı önde, diğerleri arkada birer kişilik sıra olurlar. Başkan ebenin sırtına ellerini koyarak atlar ve 'birdirbir' der. Diğerleri de aynı şekilde atlar.

Bundan sonraki atlamalarda da şu tekerleme söylenir: İkidir iki, atlamayan olur tilki - üçtür üç, atlaması güç - dörttür dört, kuş gibi öt - beştir beş, aldım bir eş - altıdır altı, yaptım kahvaltı - yedidir yedi, eli sırtına değdi - sekizim sek sek (oyuncular atlar ve sekerek giderler) - dokuzum durak (başkandan sonrakiler atlar, arkadaşına değen ebe olur) - onum orak, biçmeyen ebe - on birim yağlı çörek - on ikim tuzlu börek... gibi.

Atlama sırasında yanan oyuncu (atlayamayan, atlarken eğilmiş oyuncuyu deviren, atlarken kendi düşen, vb) ebe ile yer değiştirir.

Leonardini: Bu oyun iki takım arasında oynanırken, bir takımın oyuncuları yan yana aralıklı şekilde eğilir, diğer takım oyuncuları onların üstünden sırayla atlar. Oyun atlayan oyuncuların takımından biri yanana kadar devam eder . Çocukların hem fiziksel egzersiz yapabileceği hem de tekerleme ile hafız geliştirebilecekleri, yüzyıllardır oynanan oyunlardan biridir.

Çember çevirme

Esas itibariyle, bir çemberi bir sopa (çomak) yardımı ile çevirerek ilerletmeye dayanan bir oyundur. Çemberini daha uzun süre durmadan çeviren ve en uzun mesafeyi kateden oyuncu, oyunu kazanır.

Leonardini: Günümüzde az oynanan bu oyun, çocukların motor gücü gelişmi açısından çok faydalıdır.

Çömel kurtul

Bir ebe seçilir, diğer çocuklar oyun alanına serbestçe dağılırlar. Ebe çocuklardan birini yakalamaya çalışır. Yakalanmak üzere olan çocuk ebe yanına yaklaşınca çömelirse yakalanmaktan kurtulur, çömelmeden yakalanırsa ebe olur. Oyun böylece devam eder.

Çürük yumurta

Çocuklar halka olup çömelirler. Ellerini dizleri önünde kenetlerler. Bir ebe seçilir. Ebe halkanın ortasında durur. Oyun başlayınca çocukların arasında dolaşmaya başlar. "Bu yumurta sağlam mı, yoksa çürük mü?" diyerek çocuklardan birine hafifçe dokunur. Dokunulan dengesini kaybedip düşer ya da kenetlenmiş olan eli çözülürse yanar ve oyundan çıkar. Sona kalan çocuk, oyunu kazanmış olur.

Halat çekme

Bu oyundan çok bir güç yarışmasıdır. Oyuncular, eşit kuvvetteki bireylerden oluşacak şekilde (ya da kızlar ve erkekler olarak) iki gruba ayrılır. Uzun bir halatın (en az 6 metre) tam orta yerine gelecek şekilde yere bir çizgi çekilir. Halatın her iki tarafında olan ekipler kendilerine bir isim verir ve her oyuncu halatı tutar. Ortada kalacak halat boşluğunun da, ekiplere düşen halat kısmının da eşit uzunlukta olmasına dikkat edilir. Halata sıkıca sarılıp var güçleriyle çeken ekip, karşı grubu da yerdeki çizgi üzerinden kendi bulunduğu yere çekecek, yarışmayı da kazanacaktır.

Leonardini: Oyuna küçük çocuklar katılıyor ise, ezilmemeleri için çok dikkatli oynanmaldır.

İp atlama

Genelde kızların oynadığı bir oyundur. İki kişi gevşek bir ipin ucundan tutarak, aynı yönde yuvarlak yaparak sallar. Bu sallama sırasında ip yere değer, havadan geçerek yine yere çarpar. Bu sırada da “ip atlayan” oyuncu, ipin hareketlerini takip ederek sıçramaya başlar. Kesintisiz süren bu hareketler, oyuncuların ipin içinde ipin hareketini bozmadan sürmesini sağlamak zorundadır. Her atlayış bir puan olarak düşünülür. İpin hareketini durduran yanar. Böylece atlama sırası başka bir oyuncuya geçmiş olur. Üç oyuncuyla olduğu gibi istenildiği kadar oyuncuyla da oynanabilir. Bu arada çift ip kullanılarak (karşılıklı çapraz bir şekilde de sallanıp) çifte atlamalı da oynanabilir.

Leonardini: İp atlama tek kişilik iple, bir ya da daha fazla oyuncu ile de oynanabilir. Burada esas olan oyuncunun sırası geldiğinde yanana/yorulana kadar kendi rekorunu geçmesi ya da iki oyuncunun birbiri ile yarışıdır. Yavaş ya da seri olarak ip atlanır.

İstop oyunu

Daha çok kızlar tarafından sevilen bu oyun, istenildiği kadar oyuncuyla oynanabilir. Ebe, topu havaya atarken oyunculardan birinin de ismini yüksek sesle duyurur. Kendisine seslenilen oyuncu, koşup topu yer düşmeden yakalamak zorundadır. Yakalarken "İstop" der. O da bir başka oyuncunun ismini söyleyerek topu havaya atar ve oyunun sürdürülmesini sağlar. Eğer oyuncu topu yakalayamazsa, bir puan yitirmiş olur. Bu puanların toplamı belirlenen sayıya ulaştığında oyuncu, oyun dışı kalır. Böylece sürdürülen oyunda en son kalan oyuncu, oyunun birincisi olur. Oyunun biraz daha heyecanlı versiyonunda ise, topu yere düşürdükten sonra ebe “istop” der ve etrafa dağılan oyuncular oldukları yerde durur. Ebe en yakınındaki oyuncuyu topu fırlatarak vurmaya çalışır. Eğer başarılı olur ise, puan kaybetmez ve ebe topla vurulan oyuncu olur.

Leonardini: Aile pikniklerinde farklı kuşakların bir arada oynayabildiği, en keyifli oyunlardan biridir. Küçük çocukların top yakalama becerilerinin gelişmesine paralel olarak, en erken 6 yaşını doldurduktan sonra oynanmaya başlaması tavsiye edilir.

Kafa ile balon

Dayanıklı bir balonun ağız kısmı genişleterek içine bir silgi ya da şeftali çekirdeği gibi, orta büyüklükte ve hafif olmayan herhangi bir şey koyulur. Sonra balon bir futbol topu büyüklüğünde şişirilir. İçindeki ağırlıklı cisim balonun istenen yöne gitmesini sağlar. Bunu kafa vuruşlarıyla yapmak gerekir. Bu vuruşlarda balonun sürekli havada kalmasını sağlamak, yere düşürmemek oyunun temel kuralıdır. Düşüren oynama hakkını yitirir. Aldığı puan, balonun yere düşene kadar oyunucunu yaptığı vuruşlar toplamıdır. Bu oyun dirsek ve bilekler kullanılarak da oynanabilir.

Körebe

Ebe olarak bir oyuncu seçilir ve gözleri bağlanır. Bulunduğu yönünü kaybetmesi için ebe kendi etrafında döndürülür. Diğer oyuncular alan veya odanın içine dağılırlar ve sesle veya dokunarak körebenin kendilerini yakalaması için kışkırtırlar. Ebenin tehlikeli bir engele geldiğini belirtmek için "düşebilirsin/çarpabilirsin" diye, hep bir ağızdan bağırırlar. Ebe bir oyuncuyu yakalayıp, onun kim olduğunu söylerse, o kişi ebenin yerini alır. Oyuncular tanınmamak için elbiselerini, takılarını veya saç şekillerini değiştirebilirler. Eğer oyuncu tahmininde yanılırsa, yakaladığı oyuncuyu bırakır ve yeniden yeni bir oyuncunun peşine düşer.

Leonardini: Çocukların görme duyularını kullanmadan etrafındakileri keşfetme ve algılama becerilerini geliştirmeye yaradığı için yüzyıllardır popüler bir grup oyunudur. Soğuk havalarda evde canı sıkılan çocuklarla, etrafta kırılacak veya çarpacak eşya bırakmadan, rahatça oynanabilecek bir oyundur.

Kulaktan kulağa

Oyuna katılacak bütün oyuncuların yanyana oturmaları gerekmektedir. Sıranın ucunda oturan oyuncu, yanındaki arkadaşın kulağına, diğerlerinin duymayacağı şekilde, herhangi bir şey fısıldar. Bu oyuncu da, duyduğu şeyi diğer yanındaki arkadaşına duymayacağı bir sesle tekrar eder. Üçüncü oyuncu da, yanındaki arkadaşından duyduğu şeyi diğer tarafındaki arkadaşına aktarır. Bu, böylece sıranın sonuna kadar gider. Sıranın sonundaki oyuncu da duyduklarını yüksek sesle tekrarlar. Daha sonra da ilk oyuncu, oyunun başında söylediklerini yeniden, ama bu kez yüksek sesle söyledikten sonra, son oyuncunun ne kadar farklı veya yanlış bir şey söylebildiği ortaya çıkar, (genellikle) herkes gülmeye başlar.

Leonardini: Yağmurlu günlerde ya da tatillerde birlikte gülme fırsatı için harika bir oyundur. 3 yaştan itibaren çocuklarla oynanması ve 8 yaşın üstündeki kişilerle oynandığında, en az 6 oyuncu olması tavsiye edilir.

Kutu kutu pense

Çocuklar elele tutuşur bir halka oluştururlar. Aşağıdaki sözleri şarkısıyla söyleyerek sağa ya da sola dönmeye başlarlar. Şarkı içinde adı söylenen çocuk arkasını döner, halka içinde dönerek ve şarkı söyleyerek oyunu böylece sürdürür. Bütün çocuklar arkasını dönünce, şarkı sözleri "bütün çocuklar önüne dönse" biçiminde söylenir ve çocuklar önlerine dönerler. İstenirse oyun bir kez daha yinelenir.
Kutu kutu pense - Elmayı yerse - Arkadaşım Ayşe (dönmesi istenilen çocuğun adı söylenir) - Arkasını dönse.

Listeyi tamamla

Oyuna katılacak herkese, on eşyadan oluşan bir liste verilir. Bu listeye bir ayakkabı, bir bardak, bir kalem ya da herhangi bir eşya yazılabilir. Burada önemli olan, bu eşyaların evde bulunabilmesi ve bütün oyunculara verilecek listenin aynı olmasıdır. Oyuncular, listede yazılı olanları belirli bir zamanda, sözgelimi 15 dakikada toplamak zorundadırlar. Sürenin sonunda en fazla eşyayı toplayabilen oyuncu, oyunu kazanır.


Mendilim menekşe (Bizden size kim düşe)


Oyuncular iki gruba ayrılır. Karşılıklı gelecek şekilde yan yana dizilir, el ele tutuşurlar. Oyunu başlatacak olan grup karşı gruba şu tekerlemeyi söyler: "Mendilim menekşe, bizden size kim düşe" Bu tekerlemeden sonra, karşı grup oyunu başlatan gruptan birinin ismini söyler. Seçilen kişi koşarak karşı taraftaki oyuncuların kenetlenmiş olan ellerini ayırmaya çalışır. Eğer ayırmayı başarırsa, o gruptan bir kişiyi oyun dışı bırakır; ayıramayacak olursa kendi oyun dışı kalır. Oyundışı kalan oyuncular kenarda otururlar. Eğer kendi takımından biri karşı takımdakilerden birinin kenetlenmiş ellerini ayırmayı başarırsa, kenarda oturan arkadaşlarından birini oyuna yeniden alır. Oyun böylece devam eder.


Ne yedik acaba?

Oyuna katılacakların yüzü bir kuşakla bağlanır. İçinde on değişik yiyecek (meyva, cips, çerez, vb) bulunan bir kap yarışmacıların önüne konur. Yarışmacılardan bu yiyecekleri tatmaları istenir. Daha sonra da tabaklar önlerinden alınarak, gözlerindeki kuşaklar çıkartılır. Yarışmacılardan yedikleri yiyeceklerin isimlerini bir kağıda yazmaları istenir. Oyuna ilginçlik katmak için, tabaklara çiğ bezelye vb gibi sebzeler de koyabilirsiniz.

Leonardini: Bu oyun 3 yaşın altındaki çocuklar ile oynanmamalıdır.

Nota oyunu

Bir müzik aleti eşliğinde oynanan bu oyunda amaç, çalınan parçanın adını ve notalarının sayısını bulmaktır. Radyo ve televizyonda sıkça yayınlanan "haberler", "hava durumu", “reklam” programların müzikleri gibi bilinen kolay parçalardan başlayıp, zor şarkılara doğru gidilir. Elbette bu oyunda müzik aletini çalmasını bilen birinin olması gerekiyor.

Leonardini: Bu oyunu küçük çocuklarla oynamak için müzik aleti yerine “mırıltı” ya da “lalalala” ile şarkının müziğini canlandırınız. Çocukların aslında ne kadar güzel ve kolayca melodileri tekrarladığını görerek şaşırabilirsiniz.

Ortada Sıçan (Yakan top)

En az 8 kişi ve top ile oynanır. Eşit sayıda A ve B olmak üzere iki grup oluşturulur. Bu gruplardan biri (örneğin A grubu) ikiye bölünür ve ikişerli kişiler halinde belirli bir mesafede (en az 5 metre) birbirlerine karşı dururlar. B grubu ortaya girer. A grubu topu B grubuna atıp değdirerek, birinin elenmesi için çabalar. Be grubu ise top hangi taraftaysa o taraftan kaçarak diğer tarafa yaklaşır. A grubunun oluşturduğu iki kişiden biri topu atarken diğeri de gelen fakat yakalanamayan topları getirmekle görevlidir. Oyun bu şekilde B grubunun bütün elemanları elenene kadar sürer. Oyunda gelen toplar B grubunun elemanlarından biri tarafından havada yakalanırsa bu duruma "can kazanma" denir. Yapılan "can" sayısı kadar yanan kişi oyuna tekrar dahil edilir. Oyunda son kalan ve B grubuna ait olan oyuncu 10'a kadar sayılarak elenmeye çalışılır. Elenirse A grubu galip gelir, elenmezse B grubu galip gelir.

Paslaşıyorlar aldanma, onları avla

Oyuncular, A ve B olmak üzere iki gruba ayrılırlar. A takımı, çember oluşturur. B takımı, çemberin içinde yer alır. Çemberdeki oyuncular kendi aralarında 3-4 kez paslaştıktan sonra, topu ortadaki oyunculardan birine fırlatırlar. Top oyuncuya değerse oyuncu oyundan çıkar. Eğer değmezse, ortadaki oyunculardan biri, topu yere değdikten sonra alır ve çemberdeki oyunculara doğru fırlatır. Top çemberdeki oyuncuya değerse, oyuncu oyundan çıkar. Değmezse, o da topu çemberin içindeki oyunculara değecek şekilde fırlatır. Oyun üç ya da beş dakikalık iki dönemden oluşur. İkinci dönemde, sadece kalan oyuncular yer değiştirerek oynarlar. En çok oyuncusu olan takım, oyunu kazanır.

Saklambaç

Bir ebe seçilir. Ebe oyun alanının önceden belirlenmiş bir yerinde durur, gözlerini yumarak bir duvara dayanır. Burası ebenin kalesidir. Ebe belirli bir sayıya kadar sayarken, çocuklar saklanırlar. Sayma işlemi bitince "Önümdeki, arkamdaki, sağımdaki, solumdaki sobe; saklanmayan ebe" diyen ebe gözlerini açar ve saklanan arkadaşlarını aramaya başlar. Gördüğü arkadaşının adını söyleyerek kaleye döner, sobeler. Sobelenen çocuk yanar. Ebe aramak için kaleden uzaklaştığında, saklanan çocuklar ortaya çıkıp, ebeden önce kaleye ulaşarak "sobe" yapmaya çalışırlar. Bu arada, sobelenen çocuklar, saklanan arkadaşlarına yardımcı olmak için "Elma dersem çık, armut dersem çıkma" gibi sözlerle kopya verirler. Ebe kaleden uzaklaşınca "elma, elma" diye, ebe kaleye yaklaşınca "armut, armut" diye bağırırlar. Ebe tarafından bulunarak yanmış olan çocuklar, oyunun bitiminde, kendi aralarında yeni bir ebe seçerler. Oyun yeni ebeyle sürer.

Leonardini: Bu klasik oyunu küçük çocuklarla oynarken, doğaları gereği "saklanmayı bilmemeleri", tüm aileyi eğlendiren durumlar meydana getirir.

Sandalye kapma oyunu

Bir sıra sandalye dizilir. Çocuklar sandalyelerin çevresinde dururlar. Çocuk sayısı sandalye sayısından bir fazla olmalıdır. Çocuklar bir şarkı veya tekerleme söylemeye başlarlar. Şarkı biter bitmez çocuklar iskemlelere otururlar ve bir çocuk ayakta kalır. Ayakta kalan oyundan çıkar. Birer sandalye eksiltilerek oyun devam eder. Son sandalyeye oturan çocuk oyunu kazanmış olur.

Leonardini: Bu oyunun modern versiyonunda, şarkılar teypte çalmaktadır ve teybi ara sıra durduran bir kişi oyunu yönetir.

Sek sek

Tebeşirle yere kareler çizilir. İlk, üç ve beşinci sıralar tek kare, diğerleri çift kareden oluşur. İlk oyuncu taşı 1. kareye atar, sonra sağ (veya sol) ayağı ile sekerek 1, 4. ve 7 no’lu karelerde tek ayak, diğer karelerde çift ayak zıplar, ve aynı şekilde geri dönerek taşı yerden alarak oyunu bitirir. Daha sonra sırayla taşı diğer karelere atarak oyuna devam eder. Eğer taşı sıradaki kareye atamazsa oyun sıradaki oyuncuya geçer. Kareleri ilk bitiren oyunu kazanır.

Leonardini: Daha büyük çocuklarla sek sek oynanırken, denge yeteneğinin gelişmiş olmasından hareketle, taşı ayakla sürerek kareleri dolaştırma yöntemi seçilebilir.

Sırtında kimin eli var

Çocuklardan biri sırtı dönük çömelir. Diğer çocuklar ellerini, çocuğun sırtına üst üste koyarlar ve sorarlar "El üstünde, kimin eli var?" diye. Çocuk bilemezse eller sırta yavaşca vurularak; "Bilemedin bilemedin" denir. Eğer çocuk bilirse ebelikten kurtulur, diğer çocuk çömelir ve oyun böylece devam eder.

Tanıma oyunu

Büyük bir kutunun içine, oyuncuların tanıdığı nesneler konur. Bir çocuk bu kutudan nesne alır, aldığını arkadaşlarına göstermez. Adını söylemeden özelliklerini açıklamaya çalışır ve arkadaşlarından bu nesnenin adını söylemesini ister. Diğer bir şekilde de: Bir çocuğun gözleri bağlanır ve bu kutudan bir nesne alması istenir. Bu nesneye dokunarak onun ne olduğunu bilmesi gerekir.

Tıp oyunu

Çocuklardan biri ebe olur. "’Tıp" dediği zaman herkes kımıldamadan ve konuşmadan durur. Ebe bazılarını komik hareketler yaparak güldürmeye çalışır. Gülen oyundan çıkarılır. Sona kalan alkışlanır ve birinci olur.

Leonardini: Bu oyunu küçük çocuklar ile arabada giderken (ya da evde), yaramazlık dozu artmışken oynarsanız, sakinleştirici etkisini keşfedebilirsiniz.

Topaç

Bin yıldan beri oynanan bir oyundur. Eski tip topaçlar, içi dolu ağaçtan yapılmış armut şeklinde olup, ucunda metal ve kuyruk bölümünde ise uçlu bir uzantı bulunmaktadır. Oyuncu sağ eliyle bir ipi topacın etrafında sarmaya başlar. Sarma işlemi bittikten sonra sol eliyle ipi hızla çeker ve topacı yere doğru bırakır. Topaç ucu yere gelecek şekilde hızla dönmeye başlar. Oyun iki topaçla oynandığı zaman ve belli bir süre verildiğinde yarış havasına girer. İki oyuncu aynı anda topaçlarını yere bırakırlar ve kimin topacı daha uzun süre dönerse oyunun galibi o olur.

Leonardini: Her yaş için keyifli bir oyun olan topaç, günümüzde daha çok ipsiz topaçlarla, tahta kulptan döndürerek el becerisine dayayan yöntemle oynanmaktadır.

Topu at, diz çök

Eşit sayıda oyuncudan oluşan iki takım, yan yana dizilerek yerlerini alırlar. Her takımın karşısına, elinde top bulunan bir atıcı geçer. Verilen bir işaretle, her atıcı elindeki topu takımının ilk oyuncusuna atar. İlk oyuncu topu yakalar yakalamaz, tekrar atıcıya gönderir ve yere diz çökerek oturur. Oyun, sıra son oyuncuya gelecek şekilde sürdürülür. Son oyuncu topu yakalayıp atıcıya fırlatınca, "bitti" diye bağırır. İlk önce bitiren takım, oyunu kazanır.

Topu kap, 2 sayı yap

Oyuncular, iki takım halinde yer alırlar. Takımlar, birbirlerinden belirli bir simge ile ayrılabilirler (renkli kurdele, renkli kolluk vs. gibi.). Topun, hangi takımda olacağını belirlemek için, iki takımın arasında top yukarıya doğru atılır. Topu ele geçiren takımın oyuncuları, topu birbirlerine fırlatırlarken karşı takım topu almaya çalışır. Bir takım topu ele her geçirişinde, 2 sayı alır. Parti 20 sayıdır. Topun, oyuncunun elleri arasından kapılması, oyunun kurallarına aykırıdır.

Uçan halı

Bu oyun daha çok erkek çocukların güçlerini gösterebilecekleri bir oyundur. Eski bir paspas yeterlidir. Soğuk günlerde oynamak için ideal bir oyundur. Yapılan haraketlerle ısınılır. Daha çok iki kişi arasında oynanabilecek bu oyunda, oyunculardan biri paspasın üzerinde ötekisi paspasın dışındadır. Dışında olan içinde olanı dışarı atmak, içinde olan da dışında olanı içeri sokmamak amacını güder. Böylece oyun, bir güreş oyununa döner.

Uçtu uçtu oyunu

Oyunu yöneten "Ben 'uçtu uçtu' dedikten sonra uçan bir canlının adını söylersem o zaman hepiniz uçar gibi kollarınızla kanat çırpacaksınız" der. Eğer uçmayan bir canlının adı söylenirse, hiç hareket yapılmaz. Şaşıran çocuklar oyundan çıkar. Geriye kalan çocuk, oyunu kazanır.

Leonardini: Bu oyunun değişik bir versiyonu, “deve-cüce” olarak oynanmaktadır. Oyunu yöneten “deve” dediğinde tüm oyuncular ayakta olur, “cüce” dediğinde yere çömelir. Hızlı hızlı söylenirken, yanlış pozisyonda kalan oyuncu elenir, sona kalan oyuncu oyunu kazanır.

Uzun eşek

Bu oyun genelde erkek çocuklar arasında oynanır. Değişik sayıda değil, 9 kişiyle oynanabilen bir oyundur. 4'er kişilik 2 takım oluşturulur. 9. oyuncu oyunu yönetir. Oyuna kimin önce başlayacağı isim çekmeyle belirlenir. Ad çekmede kaybeden takımın oyuncuları, bir duvar ya da ağaca dayanmış, ayakta duran hakemin önünde eğilerek, arka arkaya sıralanırlar. Karşı takımın oyuncuları, belli bir mesafeden, eğilmiş olan çocukların üzerine tek tek, eşeğe biner gibi, atlayarak otururlar. Atlayan çocukların hepsi, eğilmiş çocukların üzerine binebilirse, inip tekrar atlama şansına sahip olurlar. Atlayıp binemeyen ya da atlarken düşen olursa, o takım diğeriyle yer değiştirir.

Yağ satarım bal satarım

Bu oyuna katılan çocuklar bir daire oluşturacak biçimde otururlar. İçlerinden biri ebe olur. Ebe, eline ucu düğümlü bir mendil alır. Bunu avucunun içinde ya da eteğinde gizlemeye, göstermemeye çalışır. Bu arada çocukların arkasında şu ezgiyi söyleyerek dolaşmaya başlar.
"Yağ satarım, bal satarım, ustam ölmüş ben satarım."
Tüm çocukların coşkuyla ezgiye katıldıkları bir anda, çocuklara sezdirmeden birinin arkasına mendili bırakır. Mendili arkasına koyduğu çocuk mendilin farkına varırsa, yerden alıp hızla ebenin peşinden koşar. Ebe, koşarak yerinden kalkan çocuğun yerine oturmaya çalışır. Ebeyi kovalayan, yetişip elindeki mendili ebenin sırtına vurabilirse, ebenin ebeliği devam eder. Ama mendile vurulmadan kovalayanın yerine gelip oturabilirse, bu kez ayakta kalan oyuncu ebe olur. Ebe olan da aynı ezgileri söyleyerek çocukların arkasında dolaşır. Ebenin koyduğu mendili farkedemeyen çocuğun arkasına geldiğinde yerden, mendili alır onun sırtına vurmaya başlar. Sırtına vurulan çocuk daha az dayak yemek için hızla yerinden kalkıp çemberin dışında koşarak tekrar gelmeye çalışır. Bu sırada da ebe hem kaçan çocuğu kovalar, hem de mendille vurmaya çaba gösterir. Ebenin de ebeliği sürer.

Leonardini : Bu oyunu çekirdek aile olarak evinizin salonunda da oynayabilirsiniz.


Misket Oyunları


Düz Çizgi

Az oyuncu ile oynanır. Yere düz bir çizgi çizilir ve her oyuncu yere bir (veya ikişer) misket verir. Misketler 2 misket genişliğinde aralıkla dizilir. Bu çizgiye paralel başka bir çizgi 2 metre uzağa çizilir. Oyuncular bu çizginin arkasında dururlar. Oyuncular sırayla ileride dizili misketlere, kendi misketlerinden biri ile nişan alırlar. Dizili misketlerden birini çizgi dışına atan oyuncu o misketi kazanır. Sıra diğer oyuncuya geçer. Oyun çizgideki tüm misketler oyuncular tarafından toplanana kadar sürer.

Halkalar

En iyi bilinen ve çok popüler olan oyunlardan biridir. Yere içiçe iki halka çizilir. İçteki halkanın çapı 30 cm, dışındaki halkanın çapı 2 metre olmalıdır. İçteki halkaya her oyuncu anlaşılan sayıda misket koyar. Oyuncular kendi "atıcı" misketlerini ve çekiliş ile oyun sırasını belirlerler. Oyuncular sırayla dıştaki halka çizgisinin üzerinde seçtikleri herhangi bir yerden, içteki halkadaki misketleri vurmaya çalışırlar. İç halkadan bir misketi dışarıya atabilen oyuncu o misketi ve kendi atıcı misketinin durmuş olduğu yerden iç halkaya bir atış daha yapma hakkını kazanır.Atışı başarısız olan oyuncu sırasını bir sonraki oyuncuya devreder. "Atıcı" misket dıştaki halkada ise yerde kalmaya devam eder. Bir sonraki oyuncu iç halkadaki misketleri ya da diğer oyuncunun "atıcı" misketini hedef alır. Eğer bu oyuncu "atıcı" misketi vurursa, bunun sahibi oyuncudan bir misket ve bir atış hakkı daha kazanır. Oyuncu aynı "atıcı" misketi üst üste ikinci kere hedef alamaz. Oyun iç halkadaki tüm misketler bitene kadar devam eder.

Köprülü misket

Bu oyun için 7 ya da 9 gözlü bir "köprü" oyuncağı gereklidir. Ortadaki göz 0 olur ve sağ ve soldaki rakamlar dışa doğru artar (3, 2, 1, 0, 1, 2, 3). Oyunculardan biri kaleci olur, diğerleri 1.5m’lik bir uzaklıktan misketleri atarlar. Herhangi bir gözden geçemeyen misketleri kaleci toplar. Her başarılı atışta, kaleci misketin geçtiği delik/gözde yazan kadar ve aynı boyda misketi başarılı oyuncuya vermelidir. Ortadaki 0 no'lu gözden geçen misket sahibine geri verilir ve hiç ödül/ceza yoktur. Her oyuncu sırayla kaleci (köprü tutucu) olur.

Zıplayan misketler

Yere 30 cm çapında bir daire çizilir. Her oyuncu dairenin ortasına bir misket koyar. Oyuncular sırayla dairenin üstünde durup, göz seviyesinden aşağıdaki misketler topluluğuna misketleri atarlar / düşürürler. Aşağıdaki grubun dışına itilen misket, ilgili atışı başarıyla yapan oyuncunun malı olur. Eğer bir oyuncu attığı misket ile hiç bir başka misket elde edemezse, misketi ortanın malı olur.
Oyun ortadaki misketler bitene kadar sürer.