• 550 TL ve Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Ücreti Bizden
Oynamayı Öğreniyoruz


Oynamayı Öğreniyoruz, Leonardini'nin 2005 sonbaharında başlattığı, mağaza içinde yaratıcı oyun oynama ve kitap okuma aktivitelerinin adıdır. Neden mi böyle bir ad seçmiştik? Gördük ki günümüzde büyük şehirlerimizde çocuklar ne yazık ki geleneksel oyunları sokakta ya da bahçede (ya da piknikte) öğrenme fırsatına pek sahip değiller. Gördük ki ebeveynler oyun fikirleri bulmakta zorlanıyorlar. Büyük ve küçük tüm dostlarımıza yol gösterelim ve aralıklarla da olsa süren aktivitelerle örnek oyunlar oynayalım istedik. Kurumsal web sitemizde sadece oyun oynamanın ve kitap okumanın önemini anlatan kendi özgün içeriğimizi oluşturmakla ve bilimsel makalelere yer vermekle kalmadık, çocukluğumuzun favori oyunlarının tariflerini de listeledik, oyun ve oyuncakla ilgili bilgiler derledik; Bruegel'in 1560 yılında yaptığı ve içinde 91 adet çocuk oyunu barındıran tablosunu örnek alarak, açık hava oyunlarının sürekliliğini anlatmaya özen gösterdik.
Bu bölümde ise sizlerle oyun deneyimlerimizi paylaşacağız. Hedefimiz belli: daha keyifli oyunlar ve ülkemizdeki oyun kültürüne nacizane katkı.


OYUNLAR

01 Kilden/hamurdan solucanlar ve adamlar

Kil ya da oyun hamuru ile oynarken faydalı olabilecek tavsiyelerimizi ve önerilerimizi paylaşmak isteriz.

Küçük yaşta el kaslarının gelişimine paralel olarak veya bunu geliştirecek şekilde, hamur ya da kil ile başlangıçta kalıp kullanmadan ve çocuğun sadece ellerini kullanarak oynamasını sağlayınız. Yumuşak oyun hamurları ile oynama yaşı 2, kil ile oynama yaşı 3’den itibaren başlar.

İlk oyunlarında çocukların top ya da solucan gibi yapılması daha kolay nesnelere yönelmeleri doğaldır. Bir çocuğa solucan yapmayı öğretip, solucanı elle hareket ettirdiğinizde, çocuğun yüzünde tüm ön yargılardan uzak bir gülümseme görürsünüz.

Kil ya da hamura şekil vermek için kullanılan her türlü kalıp ve kesme/bölme aleti, çocukların ellerindeki materyali başka bir forma sokmak için sürekli keşfederek eğlenmelerini sağlar. Her yeni keşifle ilerleyen çocuk, hem kendi sonsuz hayal gücünden faydalanmakta hem de deneyim esaslı olarak sürekli yeni bir şeyler öğrenmektedir.

Oynadığı materyalle oyun oynama becerisi geliştikçe, çocukların öncelikle renkleri karıştırma ve sonra insan yüzleri ya da ayakta adam şekilleri yapmaya başladıklarını görürüz. Çiçekler ve ağaçlar, kolay yapılabilen kedi, köpek, kuzu, tavşan gibi çok sevilen hayvanlar da diğer favorilerdir. Kil ya da hamur ile oynarken renkleri karıştırarak en sonunda hep kahverengi de oluşsa, arada farklı ve yeni renkler de üretilir. Killeri yada hamurları karıştırdıkça ve sertleştikçe yeniden kullanımı zorlaşsa da, unutulmamalıdır ki bu da oyunun bir parçasıdır. Oyun oynarken sınırlı kurallar koymak (örneğin sadece bir miktar kil ya da hamurun renklerini karıştırma izni) ve bunları uygulayarak aslında kuralları öğretmek de oyunun (ve hayatın) bir öğesidir.

8 yaş üstü çocukların da kil ve ince formlu ve kurumayan oyun hamurları ile oynamalarını özellikle tavsiye ederiz. Çünkü artık bu yaşta el becerileri yeterince gelişmiş olan çocuk, yaptığı her işe bir heykeltraş özeni ile yaklaşmakta ve yarattığı her eser ile bir önceki yaptığını geçmeye çalışmaktadır. Yaşıtları ile rekabetin iyice arttığı bu yaşlarda, başkalarından öğrendiklerini uygulamak ve daha iyi ve güzeli hedefleyerek yepyeni kil "şaheserler" yaratmaya çalışırlar.

Oyun oynarken unutulmaması gereken önemli bir nokta, hangi yaşta olursa olsun çocukları hiç bir zaman biz büyüklerin alıştığı şekillerde/renklerde bir şeyler yapmaya zorlamamak ve kendi ürettiklerini gururla sergilemelerine izin vermektir.

02 Yap-Boz Eğlencesi ve Oyun

Yap-boz yaparken veya bittiği zaman oluşan resim/hikaye üzerinde çocuğunuz ile konuşarak, ayrıca bir oyun fırsatı yaratabilirsiniz. Sohbet sırasında bazen çocuğunuzdan yardım isteyerek, bazen de siz çocuğunuzun soru ve gözlemlerine karşılık vererek iki taraflı bir iletişim içinde olabilirsiniz. Sohbet ve soru-cevapların her iki taraf için de rahat ve zevkli bir şekilde sürmesi ve çocuk için bir test haline dönüşmemesi önemlidir.

Leonardini olarak yap-boz yaparken, faydalanabileceğiniz bazı aktivite ve soru önerilerimiz var. Bunları uyguladıkça, siz ve çocuğunuzun bir çok yeni fikir oluşturduğunu da göreceksiniz.

Yap-boz yaparken, parçaları renklerine (örneğin kırmız ya da mavi) veya üzerindeki resime (örneğin şövalye, uçak ya da köpek) göre sınıflandırmak hem yap-boz için bir yöntem geliştirmek hem de sınıflama-gruplama becerisini geliştirmek için önemlidir.

Eğer hikayesi olan (örneğin Kırmızı Başlıklı Kız) ya da bir konu öğreten (örneğin Güneş sistemi) bir yap-bozu hem yaparken hem de bitirince ilgili hikaye/konu hakkında konuşmak çok faydalıdır.

Yap-boz bitince, ortaya çıkan resim üzerinde bir şey arama oyunu (kurbağa nerede ya da evin çatısında ne var) veya sayma oyunu (kaç tane kelebek veya arı var, kaç tane mavi giysili şövalye var) yap-boz eğlencesini uzatmak için birebirdir.

Ayrıca yap-boz yaparken ya da bitince yap-boz ile ilgili çok çeşitli sorular ile gerçek hayatı da konuşabilir, öğrenme fırsatları yaratabilirsiniz. Aşağıda göreceğiniz çeşitli soru örneklerini, çocuğun yaşına göre basitleştirmek ya da zorlaştırmak mümkündür.

- tamirciler ne yapıyor, neden?
- arılar nasıl bal yapar?
- yurtdışına seyahat edebilmek için neden bir pasaporta ihtiyacınız vardır?
- itfaiye arabası ile polis arabasının sesi arasında ne fark vardır?
- sen olsan evi bu renge boyar mıydın, neden?
- trende bilet kontrolü yapan kişiye ne ad verilir?

Son olarak, kimi çocuk düz kenar parçalarını ayırarak önce çerçeveyi tamamlamayı sever, kimi çocuk da yap-boz'u bölüm bölüm tamamlayarak birleştirmeyi sever. Çocuğun sevdiği yöntem yap-boz’un türüne göre de değişiklik gösterebilir; örneğin yuvarlak çerçeveli ya da şekilli bir yap boz da her zaman kenarlardan başlamak doğru bir yaklaşım olmayabilir. Önemli olan çocuğun kimi zaman bir metod kullanarak ve bunu kullandığını ifade ederek, kimi zaman ise serbestçe ve daha çok keşif yoluyla parçaları kendisinin birleştirmesi ve ortaya çıkan sonuçla gurur duymasıdır.